4 Kasım 2011 Cuma

Once Upon A Time In The Boat

Sinemayı severim, yalan yok odak noktası spor olan filmleri daha çok severim, mesela Rocky serisi. Kürek sporunu da yaptığımıza göre merak ediyor insan ne çekilmiş kürek hakkında. Kısa bir araştırma yapıldığında insanın hayal kırıklığına uğramaması elde değil. Birleşik Devletler gibi hem küreğe önem verip hem de sinema sektörünün büyük bölümüne sahip olan bir ülkeye rağmen nerdeyse hiç film çekilmemesi ilginç gerçekten. Üstelik Harvard-Yale, Oxford-Cambridege gibi rekabetlerin yanında büyük hikayelere sahip bir spor olmasına rağmen. Neredeyse hiç dedik ama o kadar da değil. Olanlardan bahsedelim.



 The Boy in Blue

86' yapımı bu kürek filmini Nicholas Cage'in de oynadığını öğrenip izlemeye hazırlanıyorum. Filmin ne Mithat Alam Film Merkezi'nde ne de kütüphanede bulunmaması beni illegal yöntemlere itiyor.
The Boy in Blue Trailer
Film kanadalı tek çifteci Ned Hanlan'ın gerçek hayat hikayesinden uyarlanmaış. Kanada'da bildiğin kayık yarışlarından geçimini sağlayan Ned abimiz geç olmadan keşfedilir ve dünya şampiyonluğuna doğru çetrefilli bir yol gider. Filmde Nicholas Cage'in ilkel bir ergo çektiğini görmenin yanında, dünyada ilk defa "sliding seat" yani raylı oturak kullandığını da görüyoruz. 



1900 model ergo




True Blue (Miracle at Oxford)

Filmin senaryosu Daniel Topolski ve Patrick Robinson'ın filmle "Oxford Mutiny" isimli kitabına dayanıyor.
Cambridge, Oxford'un "The Boat Race"teki uzun süreli galibiyet serisine son vermiştir. Bunun üzerini Oxford kürekçileri Cambridge'e seneye göreceksiniz siz der. Yarışa hazırlanırkan sürekli aksilik olur, fakat ona rağmen Oxford yarışı kazanır.






Rowing Through


Tiff Wood Amerikalı bir kürekçidir. 1980 olimpiyatlarında tek çiftede altında büyük favoridir. Fakat Amerika kürekte 1980 Yaz Olimpiyatları'nı Moskova'da olması sebebiyle boykot eder. Haliyle Tiff abimiz hayal kırıklığına uğrar ve hırs yapar(Ne kadar hırs yaptığını alttaki resim çok güzel gösteriyor) ve '84 Yaz Olimpiyatları için bilenir.


.
Bunun dışında bazı filmlerde kürek sporuna denk gelmek mümkün. Mesela Rowing 101'da bahsettiğim "The Social Network" filminden kürek yarışı sahnesi. The Skulls isimli filmde dünyanın en başarısız kürek yarışı sahnesini izlemek mümkün. Ayrıca Mert Fırat'ın başrolünü oynadığı "Başka Dilde Aşk"ta bir miktar kürek sahnesi içermekte. Bir zamanlar bizim de yararlandığımız, Galatasaray'ın Küçükçekmece'deki kayıkhanesini ve Eymir Gölü'nde Galatasaray-ODTÜ kürek yarışını izliyoruz.


Bonus: